Bal Kronik Yaralar ve Ülserleri İyileştiriyor

Bal Kronik Yaralar ve Ülserleri İyileştiriyor

Günümüze kadar balın mucizevi şifa verici özelliğini kanıtlayan birçok bilimsel ve klinik çalışmalar yapılmıştır. Doktorlar ve cerrahlar bazı tıbbi uygulamalarında balı kullanmış ve kullanımını da hastalarına açıkça önermişlerdir.

Balın günümüze yakın kullanım örnekleri içerisinde şunları sayabiliriz. Prof. Smirnov, ciddi silah yaralanmalarının tedavisinde; Dr. Cavanagh ve arkadaşları, kritik cerrahi yaralarının tedavisinde; Dr. Blomfield, ülser, yüzey yaralanmalarıkesik ve sıyrıkların tedavisinde; Dr. Haffejee ve Prof. Moosa, bakteriyel gastroenterit (ishal) tedavisinde; Dr. Efem, çok geniş alanda ciddi uzun sureli yaralar ve ülserlerin tedavisinde; MacInerney, vulvektomi alanındaki enfekte yaraların, enfekte perine bölgesi ve karin duvarı yaralanmalarının ve karin duvarındaki skar dokusu yırtıklarının tedavisinde ve Dr. Subrahmanyam, yanık yaralarının tedavisinde kullanmıştır. Bu vakaların her birinde “modern-klasik” tedavi ile karşılaştırmalı olarak balın tedavideki etkinliği vurgulanmıştır.

Antibiyotik-dirençli mikrobiyal türlerin ortaya çıkması ile birlikte yara yönetimi problemli bir hale gelmiştir. Modern yara sargıları özellikle kronik, komplike ve enfekte yaraların tedavisinde beklenilen sonuçları sunmamaktadır. Bu çalışmada bal sargısının klasik-konvansiyonel tedavilerle iyileştirilemeyen kronik yaralar ve ülserlerdeki etkinliği gösterilmiştir. Çalışma Malezya’nın en donanımlı ve yetkin tıp fakültelerinden biri olan Malaya Üniversitesi Tip Merkezi’nde gerçekleştirildi. Çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçlar doğrultusunda, essiz doğal bir ürün olan balın tıbbi kullanımına yönelik kanıta dayalı kuvvetli bulgular elde edilmiştir.

Bulgular

Toplamda 57 erkek ve 45 bayan hasta bal sargısı ile tedavi edildi. Yara yeri kültüründen izole edilen ve karakterizasyonu yapılan farklı organizmalar Tablo 2’de bulunmaktadır. Bütün yaralardan bal sargısı öncesi yapılan kültürler sonucunda yara yerlerinde başlangıç aşamasında enfeksiyon varlığı gösterilmiştir. Bal sargısının 3. haftasında, bütün yaralardan yapılan kültürlerde enfeksiyon varlığı gözlenmemiştir. Bal sargısı kullanılan 102 hastadan 50’sine yara debridmanı, 33’üne amputasyon, 9’una ensizyon ve drenaj, 3’üne cerrahi olarak diz ve implantlarin alınması, 2’sine deri nakli ve 1’ine flep replasmani, angiyogram ve total diz replasmani uygulamaları yapılmıştır. Bu çalışmamızdaki ilginç gözlemlerimizden biri de yara yerinin günlük temizliğinin ağrısız olmasıydı. Çünkü ballı sargı materyali yaralı bölgeye yapışmamakta ve yara yerinden kolayca uzaklaştırılabilmekteydi. Bal, nem emici ve yüksek seker yoğunluğu gibi özellikleriyle yara bölgesindeki hücrelerden ve komşu dokulardan su çekilmesini sağlamıştır. Bu durum hastaların sargı işlemi sırasında yara yerine yapışmaya meyilli klasik-konvansiyonel yara sargılarıyla karşılaştırıldığında daha az rahatsızlıkvermektedir. Balın bu yapışmayan özelliği yara yerinde oluşan yeni dokuların hasar görmesini ciddi oranda azaltmıştır.

BİZİ SOSYAL MEDYADA TAKİP EDİN!
Ürününüz Sepete Eklendi...